Citron Sucré harika enerjisi ve müziğiyle Dijital Cultures Festival kapsamında 26 kasım’da Hangout PSM‘de sahne aldı. Oldukça ilginç bir tarzı ve muhteşem bir sahne enerjisi olan sanatçıyı keşfetme şansına sahip olduğumuz için cartcurtblog olarak oldukça mutluyduk. Kendisiyle konser sonrasında sohbet etme ve röportaj teklifi yapma fırsatı bulduk. Oldukça eğlenceli ve arkadaş canlısı olan  Citron Sucré teklifimizi kırmayarak bizimle röportaj gerçekleştirdi.

Blogdaki müzik incelemelerine aşağıdan göz atabilirsiniz

Duyduğumuza göre bu Türkiye’deki ilk konserindi. Burada olmak ve Türk dinleyicilerinle buluşmak nasıl bir deneyimdi?

Evet Türkiye’deki ilk konserimdi. Burada daha önce hiç bulunmadım ve konser vermediğim yeni bir ülkede, yeni bir dinleyici kitlesine konser vermek inanılmaz bir deneyimdi. İnsanlar şarkılarımda kullandığım dili konuşmadığı için bu tamamen bir enerji exchange’i gibiydi ve harikaydı. Dinleyicilerin aşırı misafirperver ve yeni şeyleri keşfetmeye açık olduğunu hissettim.

Şarkılarını Rusça, Ukraynaca ve Fransızca söylüyorsun. Tarzın ve müziğin gerçekten eşsiz. Kökenlerinin müziğini etkilediğini düşünüyor musun?

Kökenlerim kesinlikle müziğimi etkiliyor. Bu dillerin müzikal etkilerini her şarkımda eşsiz bir şey yaratmak için kullanıyorum. Örneğin La Soif d’Amour şarkısının girişinde Yakutça dilini kullanıyorum. Bu dil Sibirya diyalektinden geliyor ve ailemde anne tarafının konuştuğu bir dil. Bu dil aslında Türk dilinin kökeninden geliyor, bu oldukça ilginç. Yakutça ve Türkçe arasında bir çok benzerlik bulunuyor. Müzikalliğin dışında bu diller büyüdüğüm farklı kültürleri de temsil ediyor. Bu kültürlerdeki farklı sanatçıların üzerimde yarattığı bu etkiyi müziğime yansıtıyorum. Yaratıcılığımın gıdası da bu farklı kültürler arasındaki yaşam tarzı farkından olabilir. Mesela hava ve doğa, Yakut kökenlerinden gelen ve bana ilham olan şeyler. Çünkü kışları dışarısı -50 derece soğuk olabiliyor. Bu da doğayla ve soğukla farklı bir ilişki kurmanızı gerektiriyor. Bu da benim etkilendiğim bir şey ve ilham kaynaklarım arasında.

Citron Sucre – La Soif D’amour

La Doif d’Amour’un başlangıcı adeta bir ritüel gibi. Daha sonra ritimle harika bir biçimde değişiyor. Müziğini yaratırken ilham aldığın şeyler neler?

Müziklerimde genel olarak çelişkiyi kullanmayı ve bir atmosferden diğerine ani geçişler yapmayı seviyorum. Ve evet haklısınız La Soif d’Amour‘un girişinde Yakutça ilahiler söyleyerek melodide şamanik bir hava yaratmak istedim. Ritmik olarak ise perküsyonla düzensiz bir ritim ve ritim çubuklarını kullanarak ikili poliritmik bir ritim yarattım. Girişteki atmosfer büyüleyici bir güneş ve ışık karışımı. Ritim çubuklarının ritmi elektronik bir dokunuşla klasik bir 4/4 ritim ve melankolik elektronik bir shynthesizer. İkinci elektronik kısım ise bizi sorularla ve kaygılarla dolu günlük hayatımıza geri döndürüyor.

Kesh şarkısının başında da doğa ritimleri ve sesleri var buna bayıldık. Doğayı bir ilham olarak değerlendiriyor musun?

Doğa benim için kesinlikle bir ilham kaynağı. Hayatımı genelde konser mekanları ve vahşi doğa arasında geçiriyorum. Bu benim çelişkim, insanların yoğun müziğe maruz kaldığı ve küçük yerlerde sıkışıp kaldığı yerlere bayılıyorum. Ama doğayı da seviyorum ve doğada olmaya ihtiyacım var. Ve aslında bunların arasındaki hiçbir şeyi sevmiyorum. (lol) Ben de bunu kullanıyorum. Doğada duyduğum seslerden ya da yaratıcılığımı ortaya çıkaran sessizlikten besleniyorum. Sonra bunu alıp stüdyoya ve konser salonlarına geri getiriyorum.

Sanat genelde anlatılacak bir mesaj olduğunda üretiliyor ve biliyoruz ki yaratım süreci göründüğü kadar kolay değil. Yaratım süreci Citron Sucré için nasıl tanımlanabilir?

Yaratıcı sürecim aslında hüsrana dayanıyor (lol). Hayal kırıklığına uğradığım zaman bu daha sindiremediğim bir şeyi ifade etmemi gerektiriyor. Aynı zamanda konserler sırasında duyduğum müziklerden ya da müzik platformlarından, çevremde duyduğum seslerden ilham aldığımı söyleyebilirim. Bunu hissettiğim zaman hemen kağıda dökmek ve yaratmaya başlamak için can atıyorum. Hazır olduğumda enstrümanlarımı çıkarıp akış halinde çalmaya başlıyorum. Bu doğaçlama seanslardan ortaya çıkan en iyi ve özgün parçaları ayırıp bir parça yaratıyorum.

Citron Sucré

Dinlemeyi en çok sevdiğin müzik türü nedir? En beğendiğin sanatçılar kimler? (Aynı zamanda güncel obsesyonun olan parçaları bizle paylaşabilirsin, herkesin dönem dönem takıntılı olduğu bir parça olduğunu biliyoruz!)

Son zamanlarda dinlemeyi en sevdiğim müzik türünün, yaptığım müzikle aynı olduğunu keşfettim. Düşününce bu oldukça doğal görünüyor. Yani çoğunlukla Fransız elektro, electroclash, synth müzik, EBM, italo disko diyebilirim. Fransız Elektronik müzik genelinde en çok örnek aldığım sanatçılar: Rebeka Warrior, Miss Kittin, Shlass ve La Femme gibi gruplar. Son zamanlarda takıntım olan şarkılar ise Coeur’un Chrysanthème parçası ve arkadaşlarımdan biri olan Harmo Draus tarafından yazılmış, dinledikçe bana hayatı düşündüren ve oldukça farklı bir tarzı olan Miles Away parçası.

Türk müziği dinliyor musun? Eğer dinliyorsan bildiğin, sevdiğin sanatçılar ve şarkılarını bizimle paylaşır mısın?

Aslında Türk müziği dinliyorum. Hangout‘taki performansımdan sonra sahne alan elektronik grup Istanbul Ghetto Club‘a bayıldım. Müzikleri harika. Türk müziğini modüler synth ile birleştiriyorlar ve şovları harika. Ayrıca performansımdan 3 gün sonra bir arkadaşım beni Türk post-punk grubu She Passed Away‘i dinlemeye Hangout PSM‘e davet etti. Müziklerini çok sevdim ve hala dinliyorum. Arkadaşım aynı zamanda İstanbullu bir synthpop grubu olan Jakuzi ve bambaşka bir tarzdaki reggae grubu Bosphoroots gruplarını keşfetmemi sağladı. Son olarak Mula ile konser sonrası otele dönerken taksi şoförü bizim için Mahsun Kırmızıgül’den “Dinle”yi çaldı ve çok eğlenceliydi!

Aralık ayında Bouche Libre adında yeni bir EP yayınlayacaksın, bizi neler bekliyor? Aynı zamanda bir albüm de olacak mı?

Şu anda yeni EP’m Bouche Libre’yi singlelar şeklinde yayınlıyorum. Şimdiye kadar 5 single’dan ikisi yayınlandı. Aralık’ta “Poupée de Cire Poupée de Son” ve Ocak’ta “Горький вкус вина” yayınlandı. Her ikisi de tüm müzik platformlarında mevcut, hemen dinleyin!!! Diğer 3 şarkı da yakında yayınlanacak. Aynı zamanda Submarine FM ve Novopol gibi Fransız Elektronik sanatçıları tarafından yapılmış birkaç remix ve bir video klip yayınlayacağım. Bouche Libre muhtemelen tüm singlelar çıktıktan sonra yaza kadar tamamen yayınlanmış olacak.

Paylaşmak istediğin ekstra bir şey var mı?

Bir sonraki konserlerim, Fransa’da olacak 2 konserim var! 3 Mart‘da Grenoble‘de ve 8 Nisan‘da Besançon‘da konserlerim var.