Müzik ve insan beyni arasındaki ilişki günümüzde birçok araştırmaya konu olmuştur. Müzik, tarih boyunca birçok kültürü etkileyen sanat dallarından sadece biri. Her kültürde farklı tarzda ritimler, melodiler ve enstrümanlar kullanılır. Bunların hepsi bir harmoni oluşturur, insanların yaşam tarzı ve duygularını yansıtmalarına yardımcı olur. Yani müzik bir nevi insan ruhunun aynasıdır diyebiliriz. Peki müzik ve insan beyni arasındaki ilişki ne olacak? Müziğin beynimizdeki etkilerini merak ediyorsanız emniyet kemerlerinizi bağlayın ve sakın okumayı bırakmayın! 🙂
Müzik en az insanlık tarihi kadar eski bir sanat dalıdır. İnsanların duygusal ve zihinsel dünyalarına hitap eder. Ritim, melodi ve harmoni gibi öğelerin bir araya gelmesi ile oluşan müzik kavramı aslında insan yaşamının vazgeçilmez bir parçasıdır. İnsanlar arasındaki iletişimi arttırır, birbirini anlamayı kolaylaştırır ve duygusal bağları güçlendirir.
Müzik aynı zamanda bireylerin özgüvenlerini güçlendirmede kullanılan bir sanat dalıdır. Özellikle çocukluk döneminde müzik aleti çalmayı öğrenen kişilerde sıra dışı şeyler yaratmaya yatkınlık görülse de, her yaştan insan için iyileştirici ve özgüveni destekleyici bir etkiye sahip olduğunu söyleyebiliriz.
İlgili Makale: Citron Sucré Röportajı
Müzik dinlemeye başladığımızda, beyin bölümlerimizin hemen hemen tamamı etkilenir. İşitsel korteks, müziğin temel unsurlarını ayırarak beyinde onu işlemeye başlar. İşitsel korteks duyma işlevimizle ilgilidir ve sesin şiddet, ton gibi kalitelerinin algılanmasında görev alır. Müzikal bilgi akışının kavranması için beyincikle birlikte çalışır. Müzik dinlediğimizde beynimizde meydana gelen ilk şeylerden biri zevk merkezlerinin tetiklenmesidir. Müzik dinlemek “iyi hissettirici” özellikleriyle bilinen serotonin, dopamin ve endorfin gibi nörotransmitterların üretimini artırır. Yani müziğin stres seviyemizi azattığını ve zihinsel sağlığımızın gelişmesine katkıda bulduğunu söylemek mümkündür.
Araştırmalar gösteriyor ki dinlediğimiz müzik türü kendimizi nasıl hissettiğimizle ve karakterimizle alakalı bir çok yansımada bulunuyor. Hepimiz o anki modumuza uygun müzikler dinlemeyi severiz. Fakat bunu yaparken kişiliğimiz ve günlük yaşantımızla alakalı bir loopa girdiğimizi ve ilerleyen günlerde de aynı tarz müzikler dinleme eğiliminde olduğumuzu unutmamak gerekir. Yani çok down hissettiğinizde depresif bir müzik dinlemek ne kadar çekici gelse de, Icona Pop’un “I don’t care, I love it!” parçasına eşlik etmenin modunuzu değiştirmede yardımcı olabileceğini hatırlatırız. Hatta hemen şuraya tıklayın, arkada çalmaya başlasın 🙂
Değinilmesi gereken bir diğer nokta ise sevdiğimiz müzikleri dinlerken, beynimizdeki ödül merkezlerinin aktive olması ve dolayısıyla mutluluk hissiyle dolmamız. Ritmin duyulduğu an yaşanan dopamin hücumu sayesinde ilk andan itibaren kendimizi daha iyi hissetmeye başlarız. Müzik dinlemenin beyin üzerindeki etkileri, sadece kısa süreli değil, aynı zamanda uzun süreli olarak da kendini gösterir. Düzenli olarak müzik dinleyen kişilerde beyin içinde bulunan gri cevher hacminde artış yaşandığı biliniyor. Zamanla artan bu hacim, bilişsel işlevleri, öğrenmeyi ve hafızayı iyileştirebilen bir etkiye sahip. Hatta müzik eğitimi almanın hafıza kapasitesini ve düşünme kapasitesini artırdığı söylenmekte.
İlgili Makale: Kid Francescoli Röportajı
Biz müziğin farklı coğrafyalardan insanları dil, inanç ve kültür gözetmeksizin birbirine bağlaması özelliğine hayranız. Müzik ve insan beyni arasındaki ilişkiye dair günden güne artmakta olan araştırmaların ve müziğin hayatımızdaki olumlu etkilerine bayılıyoruz diyebiliriz. (kıps kıps)
Yorum yazmayı ve önerileriniz için bize ulaşmayı unutmayın, güvende kalın!
Bir cevap yazın